Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi’nin öğrencileri, akademisyenleri ve sivil toplum kuruluşları geçtiğimiz haftayı yürüyüşlerle, protestolarla ve sosyal medyadaki eylemleriyle geçirdi. Eski Rektör Mehmed Özkan’ın yerine atanan Melih Bulu, üniversitenin öğrencileri tarafından büyük tepki ve protestolarla karşılandı. Öğrenciler, bunun Melih Bulu’ya karşı kişisel bir tepki olmadığını fakat rektörün üniversite dışından atanmasına karşı olduklarını, seçim istediklerini söylüyorlar.
Peki kim bu yeni rektör? Orta Doğu Teknik Üniversitesi mühendislik fakültesinden mezun olan Bulu, yüksek lisans ve doktorasını Boğaziçi Üniversitesi işletme bölümünde tamamladı. 2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi Sarıyer İlçe Başkanlığı kuruluşunda görev aldı. Sonraki yıllarda da aynı partiden belediye başkanlığı ve milletvekilliği aday adayı oldu fakat ikisinde de adaylığa seçilemedi. Politik hayat girişimlerinden sonra akademik hayatına geri döndü. Önce İstinye Üniversitesinde kurucu rektör sonra da Haliç Üniversitesinde rektörlük görevlerini yürüttü. Son olarak da Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atandı. Şu ana kadar Boğaziçi dışından atanan ilk rektör olduğu söyleniyor.
Boğaziçili öğrencilere, protestolara destek adına kısa bir sürede diğer üniversitelerden de çok büyük destek geldi. Fakat bir tek onlar değil aynı zamanda büyük bir polis gücü de protestolara karşı oradaydı. İlk protestolardan sonraki gün bir grup öğrenci, sabah baskınıyla gözaltına alındı. Okulun öğretim görevlileri çok geçmeden öğrencilerinin serbest bırakılması için okulun kampüsünde tepkilerini gösterdi. Öğrenciler de yürüyüşlerine devam etmek istedi fakat İstanbul Valiliği, gösterileri Covid-19 önlemlerine uygun görmediği nedeniyle iki ilçede yasakladı. Öğrenciler bunun onları susturmak için bir bahane olduğunu ve kısıtlamaya uymayacaklarını söylediler. Sonrasında da Cumhurbaşkanı Erdoğan, protestolarda yer alan bazı grupları terörist ilan etti.
Hard Rock ve Metallica hayranı olduğunu söyleyen Melih Bulu geçmiş deneyimlerinin Boğaziçi rektörlüğü için yeterli olduğunu ve kendisinin akademik kişiliğine karşı olan eleştirilerin yersiz olduğunu savunuyor. Gelecek 4 yıllık hizmeti süresince şu anda Dünya’nın en iyi ilk 400 üniversitesi arasında yer alan Boğaziçi’ni ilk 100’e kadar ilerletmeyi hedeflediğini söyledi. Protestoları demokrasiye zarar vermemek adına engellemeyeceğini söyleyen Bulu, yeni odasının camından öğrencileri selamladıktan sonra yanlarına inip onlarla buluştu. Öğrencilerin yanına indiğindeyse hoşgeldin mesajları olarak yuhlamalar, protesto alkışları ve bolca “Kayyum rektör istemiyoruz,” sloganıyla karşılaştı. Öğrenciler, atamanın Boğaziçi’nin demokratik yapısına karşı olduğunu savunuyor. Seçimler sonucunda rektörlüğü hak eden birinin okula gelmesini istiyorlar. Melih Bulu rektörlüğü altında da derslere ve sınavlara girmeyi reddettiler.
Atamanın neden gerçekleştiği ve Melih Bulu’nun neden seçimi kabul etmediği öğrencilerin aklında hala bir soru işareti. Bulu’ya göreyse rektörlerin seçimsiz atanması daha etkili bir yöntem. Rektör atamaları Türkiye’de birkaç kez değişime uğradı. 35 yıl kadar süren rektörlük seçimleri 1981’de kaldırıldı ve yerine şu anda da gördüğümüz Cumhurbaşkanının rektörleri kendi atayacağı sistem geldi. Sonradan 90’larda Boğaziçili bir grup akademisyenin de girişimleriyle seçimler yarı yarıya geri dönü. Sistem şu şekildeydi; üniversiteler 6 tane aday seçip aldıkları oylara göre sıralayacak ve bu sıralamayı YÖK’e bildirecekti. YÖK de bu 6 adayı kendi sıralamasıyla 3’e indirecekti. En son da Cumhurbaşkanı kalan 3 adaydan birini seçip atayacaktı. Fakat bir süre sonra sıralamalar göz ardı edilip seçilen adaylar atanmamaya başlandı. Sıralamada başta gelmesine rağmen atanamayan rektörler bu duruma tepki gösterdi. 2016 yılında bu sistem kalktı ve bütün yetki tekrardan Cumhurbaşkanı’na geçti. O yaz rektörlük seçimleri yapılmıştı ama Boğaziçi sene sonuna kadar rektörü hala atanmayan tek okuldu. O dönemki seçimde Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu yüzde 86’lık bir oyla birinci gelmesine rağmen bu oran yok sayıldı ve seçimlerde aday olmayan Mehmed Özkan atandı. Prof. Mehmed Özkan’ın o dönemki AKP Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay’ın kardeşi olması da ilgi çekmişti. Bu atama da öğrenciler tarafından hoş karşılanmamıştı. Zamanla gösterdiği çaba ve Boğaziçi bünyesinden olması sebebiyle okulun değerlerine hakim olması Mehmed Özkan’ın öğrenciler tarafından kabul görmesini sağladı. Melih Bulu’nun karşılaştığı tepki ise bundan çok daha büyük. Öğrenciler istifa istedikleri konusunda çok netler fakat Bulu istifa etmeyi düşünmediğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan da kendisini görevden almayacağını ve atamanın gayet yerinde olduğunu belirtti.
Uzun bir süredir bu kadar kalabalık bir grupla harekete geçmemiş olan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, seçim kabul edilene kadar protestolarına devam edeceklerini söylüyorlar. Öğrenciler gibi akademisyenlerin de eylemleri, üniversitelerin siyaset aracı olarak kullanılmasını önlemek adına devam ediyor. Öğrenciler, atamanın antidemokratik yönüne dikkat çekmek için okulda seçim sandığı kurdular; renkli kalemlerle ‘kayyumluk’ yazıp ‘rektörlük’ binası tabelasının üzerine astılar. Hala aradıkları olumlu sonucu bulamayan Boğaziçili öğrenciler ve akademisyenlerin hak ettikleri rektörle yönetilmesi üniversitelerin demokratik değerlerine sahip çıkılması için büyük önem taşıyor. Biz de, üniversitelerimizin gelecek öğrenci adayları olarak, doğru kararın verilmesini umuyoruz.