THE LAST OF US

Oyunu uzun yıllar bekleyip haberlerini takip ederek sonrasında da oyunun tümüyle
yayınlanmasıyla birlikte 30 saatlik oyun deneyimini yaklaşık 3 günde bitirdim. Aradan uzun zaman geçmiş olsa da oyunu bitirdikten sonra da uzun süre etkisinde kalmak,
inceleyeceğim oyunun ne denli heyecanlı olduğunu açıklayacak yetecektir muhtemelen.
Bu ay dergimizin oyun bölümünü ben üstlendiğim için de içimde ayrı bir heyecan var
tabii. Lafı daha da uzatmadan oyunun ilk duyurulmasından oyunu bitirdiğim zamana
kadar geçen süreci size tane tane anlatmayı düşünüyorum. Dilerseniz başlayalım.

THE LAST OF US 1
The Last of Us, oyunun dünyasına giriş ile birlikte karakterler arası ilişkiyi ve oyun
oynanışını başarılı şekilde zirveye tırmandırmış ve tüm zamanların en iyi oyunları
arasında olmayı başarmıştı.Tabi şunu söylemeden de geçmeyelim; oyun 2013
yılında çıkmış ve sonraki aylarda yeni nesil oyun konsollarının da çıkmasıyla birlikte
‘Remastered’ versiyonu Playstation 4 sisteminde yayınlamış, yeni katılan oyuncuları
da etkisi altına almıştır. Yani işin özeti, çıkan bu müthiş yapım beraberinde ‘Fanboy’ diye
tabir edebileceğimiz bir oyuncu kitlesini de beraberinde getirdi.Tabi ilk oyunun karakter ve kısa özetinden bahsetmeden ikinci oyunumuzdan bahsetmek olmaz. Çünkü ‘Last of Us’ serisi diğer oyun serilerine göre hikaye bazında birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.Oyunu
ileriki zamanlarda oynamayı düşünenler varsa hemen belirtmeliyim ki, diğer bütün oyun
incelemelerinde olduğu gibi bu oyun incelemesini de spoilersız bir şekilde anlatacağım. Yani içiniz rahat olsun:)

Sene 2013, 20 yıl öncesine kadar her şey yolundayken aniden salgın hastalık patlak verir ve bir bakmışsınız sene 2033 olmuş. Artık ne bir devlet düzeni ne de yasaları uygulayan bir topluluk kalmıştır. Artık kuralları kağıt parçaları değil silahlar ve yumruklar belirliyor diyebiliriz. Ana karakterimiz Joel ve sonrasında yol arkadaşı olacak ve daha yaşı
küçük denebilecek Ellie de bu çevreye zaten alışmışlardır. Günlerden bir gün birisi Joel’den, yanına Ellie’yi de alarak yardım isteyecektir. Belki de okurlardan bazıları hikayenin sonunu tahmin etmiştir. Fakat aslında hiç de öyle değil. Tabi bunun nasıl
olduğunu yazımda açıklamayı planlamıyorum. Ama ilk oyundan biraz daha bahsetmek gerekirse; Joel, Ellie ile yolculuğunda, yanına dosttan çok düşman almıştır ve bir şekilde bu hikaye ikinci oyunun da çıkmasına sebep olmuştur.


THE LAST OF US PART II
Ve geldik 2016 yılına..O yıllar çeşitli etkinliklerde God of War, Red Dead Redemption 2 gibi duyurulduğu anda büyük etki yaratan oyunların yanında bir de eline gitarını alıp tıngırdatan, daha da büyümüş bir Ellie’yi görüyoruz. Daha çıkan ilk fragman olmasına
rağmen Ellie’nin ‘Hepsini öldüreceğim demesi’, oyun camiasında, gelecek yeni oyun hakkında çeşitli tartışmalara yol açtı. Evet biliyorum belki daha Part 2’yi anlatmaya başlamadım fakat gel gör ki oyunun çıkış tarihine daha üç ay varken oyunun büyük ölçüde
spoilerı yayıldı. Zaten gerisini sizin de tahmin edebileceğiniz gibi oyunun yapımcılığını üstlenen Naughty Dog şirketini büyük zarara uğrattı. Bununla birlikte, 2 kere ertelenmelere uğrasa da oyun 19 Haziran tarihinde elimizde oldu. İlk oyunlarda da
olduğu gibi oyunun atmosferi müziği ve vuruculuğu hiç değişmedi desek doğru söylemiş oluruz. Naughty Dog şirketi oyunun oynanışını mükemmel kılarak gelecek yıllarda çıkacak oyunlarla ilgili de bir takım ipuçları vermiş oldu diyebiliriz. Düşmanların yapay zekalarından tutun da şirketin diğer oyunlarında da olduğu gibi spesifik bir görev temasının olmayıp bizi atmosfere sokarak yolumuzu kendimizin bulması gerektiği bir oyun tarzından bahsetmemiz gerek. Baktığımızda zaten o tüm karakterlerle kurduğumuz
duygular savaş alanında değil Seattle’da başı boş gezerken ustalıkla yazılmış diyaloglardan geçiyor. Ben oyunu altyazı seçeneğiyle oynasam da dilerseniz oyunu Türkçe dublaj olarak ayarlayarak daha da olayların içine girebilirsiniz belki de. Tabi sadece silah mekanikleri, şimdiye kadar yapılmış en iyi karakter mimik ifadeleri, grafiklerinin yanı sıra bu oyunun ilk oyunda da olduğu gibi diğer hiçbir oyunda bu kadar hissetmediğimiz bir yönü var:Acımasızlık.

Tam olarak size yaşanılanları anlatamasam da devam oyununda karşımıza çıkan aslında ikinci ana karakter diyebileceğimiz Abby adında bir karakterimiz de bulunuyor. Zaten işler bu karakterin eklenmesiyle artık en sevdiğinizden bile tiksindirecek, insanlığın ne
hal aldığını acımasız bir şekilde kavratıcak bir sunumu var Part 2’nin. Size spoilersız bir şekilde anlattığım bu incelemede aslında hiç zorlanmadan anlatacağım bir kısma geldim. Normalde en zor kısım olması gerekirken nasıl da rahatça anlatacağımı bir
bahsedeyim. Oyun, tarihinde oyuncuları resmen uçurum diye tabir edebileceğimiz iki zıt kutba bölmüştür aslında. Yakınlarınız orasında oyunu oynayan biri varsa ve nasıl buldun diye sorsanız ya çok sevdiğini, çok farklı bir hikaye ve oyun yapısı olduğundan bahseder ya da oyunun tamamen çöplük haline dönüştüğünden, 7 yıllık bekleyişe hiç değmediğinden bahsedecektir. Film, televizyon serilerinde genel izleyici ve oyunculara açık eleştiri değerlendirme platformu olan Metacritic’in kendi deneyimli oyun eleştirmenleri oyuna 100 üzerinden 93 vermiş olmasına rağmen çıkış yaptığı gibi çoğu oyuncu tarafından oyuna 1 puan verilmiş ve bunun sonucunda da oyunun 10
üzerinden 3.4 ile çıkış yapmasına neden olunmuştur.Günümüzde ise bu puan 5.7’ye ulaşmış olduğunu da belirteyim. Kendi eleştirim üzerinde duracak olursam; zaten hem bu oyunu incelemeye almam hem de önceden de belirttiğim gibi oyunun
ayrı bir havasının olması, dediklerimi tam anlamıyla desteklemesi benim oynadığım onlarca oyun arasından en iyilere yerleşmesine olanak tanıyor. Üstünden kısaca bir geçmek gerekirse, oyunun karakterleriyle kurduğumuz ilişki ve sonrasında
yaşanan bazı olaylar çerçevesinde aslında yaşanılanşeyin içinde biz olmasak da yaşayan bizmişiz gibi hissettirmesi her oyunun harcı değildir aslında. Zaten oyunu kısa bir solukta bitirdiğim gibi sonrasında da diğer oynayan arkadaşlarımla da saatlerce tartıştığımız bir oyundur. Yani kelimenin tam anlamıyla bir başyapıt!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir